Miran Legal

Avukat

19.08.2021

Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu: Singapur Konvansiyonu

 
      I.          Giriş
Milletlerarası alanda meydana gelen ticari uyuşmazlıkların hızlı, ekonomik ve taraflar arasındaki ilişkinin de göz önüne alınarak, verimli bir şekilde çözümlenmesinin amaçlanmasının akabinde Singapur Konvansiyonu düzenlenmiştir. Singapur Konvansiyonu olarak bilinen “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu” Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Aralık 2018 tarihinde kabul edilmiştir. Singapur Konvansiyonu, 7 Ağustos 2019 tarihinde imzaya açılmış olup; Konvansiyonun yürürlüğe girişi ise, Konvansiyonun 14.maddesi uyarınca hükme bağlanmıştır. Singapur Konvansiyonu’nun 14.maddesi uyarınca Konvansiyonun üçüncü onay, kabul, tasdik veya katılım belgesinin tevdi edilmesinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. 11 Mart 2021 tarihinde yayımlanan Resmi Gazete’de (1) 7 Ağustos 2019 tarihinde Singapur’da imzalanan “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu”nun onaylanması uygun bulunduğu” belirtilerek Türkiye’nin Singapur Konvansiyonu’na taraf olduğu ve Konvansiyon hükümlerinin yürürlüğe girdiği belirtilmiştir.
 
   II.          Amacı ve Konusu
Singapur Konvansiyonu’nun öncelikli mahiyeti, uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümünde, günümüzde yaygınlaşan ve uyuşmazlıkların çözümünde diğer yargı yollarına istinaden daha hızlı ve ekonomik olan arabuluculuk kurumunun ön plana alınmasıdır. Ticari uyuşmazlığın çözümünde hızlı, kolay ve ekonomik olan arabuluculuk sisteminin yaygınlaşabilmesi, yapılan görüşmeler doğrultusunda sonuca varılarak düzenlenen sulh anlaşmalarının icra edilebilirliğinin sağlanmasına bağlıdır. 
 
 III.          Uygulama Alanı 
Konvansiyonun uygulama alanına ilişkin 1’inci maddede düzenleme yapılmıştır. Söz konusu Konvansiyon, bir ticari uyuşmazlığın çözümü için uyuşmazlığın taraflarının yapmış olduğu arabuluculuk görüşmeleri sonucunda aralarında mutabık kaldıkları şartlara ilişkin yazılı olarak düzenlenen sulh anlaşmalarına uygulanmaktadır. Ancak tek başına bu sulh anlaşmasının varlığı yeterli olmayıp anlaşmanın 1.maddenin devamında belirtilen şartlara haiz olmalıdır. Singapur Konvansiyonu uygulama alanını milletlerarası sulh anlaşmaları ile sınırlamıştır.  Söz konusu sulh anlaşmasının ticari uyuşmazlıkların çözümlenmesine ilişkin olması gerekmektedir. Bu durum Konvansiyonun uygulanması için iki ana şart; taraflar arasındaki anlaşmanın milletlerarası nitelikte ve ticari bir uyuşmazlığa ilişkin olmasıdır. İlgili hüküm uyarınca söz konusu anlaşmanın milletlerarası niteliğinin olması için;
“(a) Sulh anlaşmasının en az iki tarafının iş yerlerinin farklı devletlerde olması; veya
 (b) Sulh anlaşmasının taraflarının iş yerlerinin bulunduğu devletin:
 (i) Sulh anlaşmasından doğan borcun esaslı bir kısmının ifa edileceği devletten; veya 
(ii) Sulh anlaşmasının konusunun en sıkı ilişkili olduğu devletten farklı olması”
Durumunda taraflar arasında yapılan anlaşma Konvansiyon kapsamında milletlerarası niteliktedir. Konvansiyonun 1.maddesi uyarınca milletlerarası nitelik sulh anlaşmasının kurulduğu sırada mevcut olmalıdır.
 
Ø  Konvansiyonun uygulama alanı kapsamında olmayan anlaşmalar
Konvansiyon m.1/2 ve 3.fıkraları uyarınca belirtilen sulh anlaşmalarında ilgili Konvansiyon hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmektedir. Konvansiyonun 1.maddesinin 2.fıkrası incelendiğinde yukarıda da belirtildiği üzere Konvansiyonun yalnızca ticari uyuşmazlıklar kapsamında uygulanacağı zımni olarak hüküm altına alınmıştır. Konvansiyon açıkça taraflardan birinin (tüketicinin) kişisel veya aile ile ilgili maksatlarla yapmış olduğu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözümleyen sulh anlaşmalarını kapsam dışı bırakmıştır. Konvansiyon kişisel uyuşmazlıkların yanı sıra miras ve iş hukukuna ilişkin düzenlenen sulh anlaşmalarını da kapsam dışı tutmuştur.
 
İlgili maddenin 3.fıkrası uyarınca kişisel uyuşmazlıkların yanı sıra bir mahkeme kararı haline gelmiş sulh anlaşmaları ile mahkeme kararı olarak icra edilebilen sulh anlaşmalarını da Konvansiyonun uygulama alanının dışında tutmuştur. Taraf ülkede icra edilebilir olan bir mahkeme kararının mevcut olması durumunda sulh anlaşması Singapur Konvansiyonu kapsamı dışında kalmaktadır.
 
 IV.          İcra Edilebilirlik
Singapur Konvansiyonunun uygulanabilmesi için 4.maddede bazı usuli şartlar sayılmıştır. Konvansiyonunun 4.maddesinde belirtilen haller tahdidi olup, taraf devletlerin aralarında mevcut olan sulh anlaşmalarının bu şartları taşıması gerekmekte olup ayrıca tarafların bu şartları aşan halleri talep etmeleri de söz konusu değildir. 
 
Ø  Sulh Anlaşmasının İcrasının Reddedilebileceği Haller
Singapur Konvansiyonunda 5.maddede sulh anlaşmasının icrasının reddedilebileceği haller tahdidi olarak sayılmıştır. Maddenin lafzından anlaşılacağı üzere, yetkili makam söz konusu sebeplerden birinin varlığı halinde anlaşmanın icrasını reddedebileceği gibi, aynı zamanda icra kararı da verebilir. Buradaki hallerde hükmün lafzından anlaşılacağı üzere yetkili makam anlaşmanın icrasını reddetmek ile bağlayıcı olmayıp; kendi insiyatifine göre icranın kabulüne de karar verebilir. 
1)     Tarafların Ehliyetsizliği
2)     Arabuluculuk Süreci Sonucunda Varılan Anlaşmanın Hükümsüzlüğü, Etkisizliği, Uygulama Kapasitesinden Yoksun Olması, Bağlayıcı veya Nihai Olmaması veyahut Sonradan Değiştirilmesi
3)     Anlaşmada Yer Verilen Yükümlülüklerin İfa Edilmiş Olması, Açık veya Algılanabilir Olmaması
4)     İcra Edilebilirlik Kararı Verilmesinin Anlaşma Hükümlerine Aykırı Olması
5)     Arabulucunun Arabulucu veya Arabuluculuk Süreci İçin Öngörülen Standartlara Aykırı Davranışı
6)     Arabulucunun Tarafsızlığını ve Bağımsızlığını Zedeleyen Durumları Taraflara Bildirmemesi
7)     İcra Edilebilirlik Kararının Kamu Düzenine Aykırı Olması
8)     Uyuşmazlık Konusunun Arabuluculuk Yöntemi ile Çözülmeye Elverişli Olmaması
 
    V.          Sonuç
Arabuluculuk sonucunda yapılan milletlerarası sulh anlaşmaları hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun temel fonksiyonu ve amacı ;  uluslararası ticari faaliyetlerin gittikçe yaygınlaşması ile oluşan uyuşmazlıkların yine tüm ülkeler için önemli olan hız ve ekonomiye uygun bir şekilde çözüme ulaştırılmasıdır. Söz konusu Konvansiyonun kabul edilmesinin en temel sebebi arabuluculuk yoluyla uluslararası ticari uyuşmazlıkları çözen sulh anlaşmalarına icra kabiliyeti kazandırmaktır. Diğer bir deyişle Singapur Konvansiyonunun hükümleri uyarınca arabuluculuk yolunun uluslararası ticari uyuşmazlıklara yaygınlaşmasını sağlayacağını ve buna bağlı olarak uluslararası ticari ilişkilerin ülkeler arasında hukuki olarak daha güvenli kurulacağını söylemek mümkündür.